o eksik parça - Sıtkı Silah

 



Altı yılın ardından bir başka Sıtkı Silah eseri okurla buluştu. Adını edebiyat dünyasında öyküleriyle duyuran Silah, Büyülü Zamanlar ve Albüm'ün ardından üçüncü romanı "O Eksik Parça" ile yeniden karşımıza çıktı. Çiçeği burnunda yayınevi Olisipo'nın ilk ürünleri arasından çıkan O Eksik Parça için roman yerine novella demek çok da yanlış olmayacaktır. Yazar diğer romanlarında olduğu gibi hacimli bir eser ortaya koymak yerine daha yoğun anlatıma sahip vurucu bir metne ulaşmayı amaçlamış. Kitabın kapağı yazarın yazmaktan keyif aldığı defterlerin kapaklarını çağrıştırdı bana. Bu yönüyle tasarımı oldukça sade ve yazara uygun bulduğumu söylemeliyim.

Roman kitap arkası yazısında da belirtildiği üzere "... Bir tasarımcının Adana-Ankara arasında yaptığı otobüs yolculuğunu anlatıyor aslında, hikayesi bu kadar. Yani hemen hemen." Silah,  video kamerayı çalıştırıyor ve kahramanın eline tutuşturuyor, biz kahramanın gözünden olan biteni görüyor,  otobüs firmasının semt şubesinde servisi bekliyor, yere atılmış bir balgama bakamıyor, çocuklu bir ailenin ritüellerini seyrediyor, otogara ulaşıp otobüs yolculuklarını pazarlamaya çalışan firmaların tüm yalan vaatlerinde olduğu gibi  rahatsız bir  koltukta kahramanın sıkıntısını dibine kadar duyumsayarak  Ankara'ya hareket ediyoruz. 

Güçlü tasvirler, yerinde geriye dönüşler; rüyalar, hayale dalmalar...  Kahraman anlatıcının duygu dünyasındaki  inişler çıkışlar güçlü bir sinematografiyle ortaya konuyor. Kahramanımızı bu kadar derinlemesine tanımasak ortaya çıkan esere yetkin bir durum öyküsü diyebileceğiz ama Silah'ın detaylara ustalıkla yer verişi, kahramanın yolculuğu bağlamında yardımcı kişileri kurguya iliştirebilmesi öyküyü novellaya dönüştürüyor. Yazarın pek çok kişinin bir otogarda ya da bir otobüste mutlaka düşündüğü ancak bir eserde yer vermeyi tercih etmediği tespitleri zaman zaman gülümsetiyor, zaman zaman "Aa evet gerçekten benim için de öyle yahu!" dedirtiyor. Bu özelliğini seviyorum Sıtkı Silah'ın. Yarattığı karakterleri okurun pek de yabancı olmadığı,  aramızda dolaştıklarını bildiğimiz kişilerden seçiyor oluşunu. Bu kişiler vakalara ve nesnelere haliyle bizim gibi tepkiler veriyor.

Kitabın kurgusu bir şehirden bir başka şehre yapılan yolculuğa yaslanıyor, evet.  Bu bağlamda bir yolculukta yaşanabilecek her türlü olasılığı da bünyesinde barındırıyor: Hayat gibi... Kahramanın yapboz metaforu ise kitabın isminin neden bu olduğunu çok güzel açıklıyor:  "O Eksik Parça, bizi hangi parçamız eksik hangisi değil düşünmeye sevk eden  bir yapboz-roman." 

O Eksik Parça, çok kısa bir süre içinde farklı duyguları deneyimlemeyi, akıcı bir dil ile oluşturulmuş merak uyandıran bir kurguya ulaşmayı vaat ediyor. Kitabı, yapboz yapmayı seven ve bir an evvel o son parçanın yerine yerleşirken çıkardığı rahatlatıcı "tık" sesini duymayı arzulayan yapbozseverlere iki kere öneriyorum. Keyifli okumalar.

Yorumlar