Çerçialan - Gamze Arslan

 Öykü okumaya Yaşar Nabi Nayır ödüllü kitaplarla devam ediyorum. İlkin 2016'da ödüle layık görülen Çerçialan'ı okudum. Kitapta yedi öykü var. İlgiyle okuduğum dört öykü olduğuna göre kitabı beğendim diyebilirim. Özellikle "Kasapta Kesik Parmak" yazarın okura sunumu gerçekleştirmek için seçtiği anlatıcının sıra dışılığı bakımından takdire şayan. Ayrıca aynı hikayeyi tüylerim diken diken olmuş bir şekilde okuduğumu belirtmek isterim.   Gamze Arslan'ın ödüllü yapıtı için - bugüne kadar incelediğim öyküleri göz önünde tutarak- "özgünlüğü yakalamış bir üsluba sahip" yorumunda rahatlıkla bulunabilirim.


Yazar, klasik olay öykücülüğünün kıyısında dolaşsa da öykülerini post-modernist ögelerle süslemeyi becermiş. Öykülerinde heyecanı ve ilgiyi sıcak tutabiliyor oluşunda senarist kimliğinin etkisi olabilir diye düşünüyorum. Sinematografik öyküler denebilir onun yazdıklarına. İlgimi çeken "Dudu ve Nimet", "Küf Korkusu Olmalı İnsanda" öykülerinde bahsini ettiğim ögeleri sıklıkla kullanmış Arslan. Bu tarz için yarı gerçek yarı rüya diyorum ben. Bu ikisinin kesişim kümesinde gelişen öyküler, okurun bilinçaltını harekete geçiriyor.  Bu anlatım tarzıyla bir nevi bilinçaltı karnavalı yaşanıyor.

Küf Korkusu Olmalı İnsanda öyküsünün adı geçmişken belirtmeliyim ki öyküde anlatıcı/baş kahraman biraz daha derinlemesine tasvir edilse, öykü bir romana; kişi bir roman kahramanına dönüştürülse Aylak Adam'ın C'si gibi, Tutunamayanlar'ın Selim'i gibi harika bir "karakter" kazanabilirmiş Türk edebiyatı. 

                                                        

Gamze Arslan'ın hikâyelerinde kullandığı dili akıcı ve sokağın diline yakın buldum. En az edebiyatımıza sokağın dilini getirdiğini iddia ettiğimiz Hüseyin Rahmi Gürpınar kadar nüktedân, sempatik... Günümüz sokak dili ile 60'ları, 70'leri elbette karşılaştıramayız, bu çerçeveden bakıldığında genç kitleyi sarabilecek, kendini okutabilecek bir dilden bahsedebiliriz ancak.

Sona gelmişken ekleyeyim: Yazar öykülerinin hemen hepsinde gerilim unsurlarını başarıyla kullanıyor. Tecavüz, gasp, cinayet vb. kriminal ögeler öykülerinin içinde okuru irkiltecek denli ustalıkla konumlanıyor. Bütün bunları değerlendirdiğimde Yaşar Nabi Nayır ödülünün son temsilcisini ve eserini
başarılı bulduğumu söylemeliyim.

Yorumlar